Camia 217

5 28 Ekim 2022 GÜNDEM AAD’den Tartışmalı Karar: Şirketler Çalışanlara Başörtüsünü Yasaklayabilir! “Avrupa Adalet Divanı’nın Başörtüsü Kararı Müslüman Kadınların Dışlanmasını Teşvik Ediyor” Avrupa Adalet Divanı (AAD), Avrupa Birliği’ne bağlı ülkelerde, işverenlerin çalışanlarına başörtüsü takmayı yasaklayabileceğine hükmetti. IGMG Kadınlar Teşkilatı Başkanı Yazıcı, Avrupa Adalet Divanı’nın başörtüsü kararının, Müslüman kadınların iş dünyasında dışlanmasını teşvik edeceğini açıkladı. Avrupa Adalet Divanı, Avrupa Birliği’ne bağlı ülkelerde, işverenlerin çalışanlarına başörtüsü takmayı ve çeşitli dinî sembolleri yasaklayabileceğine hükmetti. Lüksemburg’da AAD tarafından 13 Ekim Perşembe günü açıklanan kararda, böyle bir tarafsızlık kuralının genel ve ayrım gözetmeksizin tüm çalışanlara uygulanması hâlinde bunun doğrudan ayrımcılık olmadığına karar verdi. “UYGUN, GEREKLİ VE HUKUKİ ANLAMDA HAKLI OLMALI” Adalet Divanı, “Bir şirketin, ayrım gözetmeksizin tüm çalışanlarının görünür şekilde dinî, ideolojik veya manevi işaretler takmasını yasaklaması durumunda, doğrudan bir ayrımcılık söz konusu olmadığını” açıkladı. Mahkemeye göre, tarafsızlık politikasının çalışma mevzuatında yer alması durumunda bir işveren, çalışanlarına başörtüsü takmayı yasaklayabilir. Mahkeme, dinî veya ideolojik inançların ifade edilmesi yasağının, evrensel olarak ve ayrım gözetmeksizin tum çalışanlar için geçerli olduğunu ve bunun ayrımcılık içermediğini vurguladı. Öte yandan Avrupa Adalet Divanı, işverenleri söz konusu kuralı kötüye kullanmamaları için uyarırken böyle bir tarafsızlık kuralının uygun ve gerekli olmadığı durumlarda, meşru bir amaç gütmüyorsa kesin olarak dolaylı ayrımcılık teşvik edebileceğini belirtti. Adalet Divanına göre işverenler, bu kuralın gerçek bir ihtiyaçtan ötürü olduğunu kanıtlamak zorunda. Örneğin şirketler, dinî sembollerin açıkça görünür olmasının şirket açısından ne gibi bir dezavantaja yol açabileceğini kanıtlamakla yükümlü. Soyut bir “tarafsızlık ilkesi”ni çalışanların üzerinde uygulama isteği bu anlamda bir firmanın başörtüsü yasağı uygulaması için yeterli değil. KARARIN PERDE ARKASI Avrupa Adalet Divanı, 2018 yılından bu yana Belçika’da devam eden bir anlaşmazlık nedeniyle aldı. Buna göre L. F adlı Müslüman kadın, sosyal konutları yöneten bir şirkete staj başvurusunda bulundu. Şirket kadına sadece başörtüsü çıkarması durumunda işe alınabileceği söylendi. Müslüman kadın bu isteğe olumsuz cevap verince başvurusu reddedildi. L.F, birkaç hafta sonra, farklı türden bir başörtüsü takmayı önerdi ancak şirket, “ofislerde kep, şapka veya başörtüsü takmaya izin verilmediğini” belirterek, bu öneriyi de geri çevirdi. Bunun ardından Müslüman kadın şirketin Genel Ayrımcılıkla Mücadele Yasası’nı ihlal ettiğini, “Dini inançlara dayalı doğrudan veya dolaylı ayrımcılık sonucu staja kabul edilmediğini” dolayısıyla ayrımcılığa uğradığı gerekçesiyle olayı iş mahkemesine taşıdı. Kararın iptalini istedi. Belçika’dakimahkeme de, Avrupa Adalet Divanı’na başvurarak, "Dini çağrışım içeren işaret ya da giysi yasağının din temelinde doğrudan ayrımcılık içerip içermediğini" sormuştu. MAHKEME ÖNCEKİ KARARLARI ONAYLAMIŞ OLDU Avrupa Adalet Divanı, Temmuz 2021’de de Avrupa Birliğinde (AB) şirketlerin belirli koşullar altında çalışanlarının başörtüsü takmasını yasaklayabileceğine hükmetmişti. AB’nin en yüksek mahkemesi Adalet Divanı (AAD), Almanya’da başörtü takmaya başladıktan sonra işlerinden uzaklaştırılan Müslüman kadınların getirdiği iki davayla ilgili kararında, “İş yerinde siyasi, felsefi veya dinî inançlara ait görünür herhangi bir sembolün takılmasının yasaklanması, işverenin müşterilere karşı tarafsız bir imaj sunma veya sosyal anlaşmazlıkları önleme ihtiyacıyla haklı görülebilir.” denilmişti. Söz konusu gerekçenin işveren açısından gerçek bir ihtiyaca karşılık gelmesi gerektiğinin de ifade edildiği açıklamada, ulusal mahkemelerin üye ülkelerin özel koşullarını dikkate alabileceği belirtilmişti. Öte yandan Federal Çalışma Mahkemesi, 2019 yılında Nürnberg bölgesinde bir Müslüman kadının Müller eczane zincirinde başörtüsü yasağına karşı açtığı davada Avrupa Adalet Divanından açıklama istemişti. Çalışan, dinî özgürlüğünün kısıtlandığını belirtirken, eczane zinciri “girişimcilik özgürlüğü”ne atıfta bulunmuştu. “BAŞÖRTÜSÜ YASAĞI DOĞRUDAN AYRIMCILIK TEŞKİL ETMİYOR” Avrupa Adalet Divanı Şubat 2021’de, Almanya’da görülen iki başörtüsü davası hakkında bilirkişi raporu yayınlamıştı. AAD hukuk sözcülerinden Athanasios Rantos’un hazırlamış olduğu raporda, işyerinde başörtüsünün yasaklanabilmesi için “işveren veya etkilenen üçüncü tarafların, başörtüsü sebebiyle ekonomik dezavantaj riski bulunduğunu kesin ve yeterli kanıtlarla ispat etmesi” gerektiği ifade edilmişti. 2017’de Avrupa Adalet Divanı, benzer bir davada dikkat çeken bir kararla gündeme gelmişti. Söz konusu dönemde, Avrupa Birliğinin üst düzey yargıçları, ideolojik sembollerin genel olarak yasaklanması ile ilgili nesnel nedenlerin olması durumunda, işverenlerin işlerinde başörtüsünü yasaklayabileceklerini savunmuştu. Bu şartlar altında başörtüsü yasağının doğrudan ayrımcılık teşkil etmediği, ancak “dolaylı ayrımcılık”, yani belirli bir din veya inanca sahip kişileri özellikle dezavantajlı duruma getiren bir düzenleme olabileceği belirtilmişti. Bununla birlikte, söz konusu yasağın müşterilere karşı siyasi, felsefi veya dinî tarafsızlığı korumak için uygun olabileceği iddia edilmişti. İslamToplumuMillî Görüş (IGMG) Kadınlar Teşkilatı Başkanı Aynur Handan Yazıcı Avrupa Adalet Divanı’nın başörtüsü kararını eleştirdi. Yazıcı kararı eleştirirken “Avrupa Adalet Divanı’nın kararı Müslüman kadınların kendi iradeleriyle meslek hayatlarını şekillendirebilme çabalarında daha fazla dışlanmalarını teşvik etmektedir.” değerlendirmesini yaptı. “Müslüman kadınların bu kararla bir kez daha inançları ve işleri arasında bir seçim yapmaya zorlandıklarına dikkati çeken IGMG Kadınlar Teşkilatı Başkanı Yazıcı, kararın, zaten her türlü ayrımcılığa maruz kalan Müslüman kadınlara yönelik bir başka ayrımcılık anlamına geldiğini, böylece Müslüman kadınları bir parça daha dışlamaya teşvik ettiğini söyledi. Yargıçların karar gerekçelerinin tatmin edici olmadığını, aynı gerekçelerle kararın müşteki lehine de sonuçlandırılabileğini de ifade eden Yazıcı, bu karar sonrasında, kendi seçtikleri meslekleri icra ederek kendi ayakları üzerinde durmak isteyen Müslüman kadınların endişe içinde olacağını bildirdi. Yazıcı daha sonra şu açıklamayı yaptı: “Avrupa Adalet Divanı başörtüsüne karşı verilen peşin hükümleri sonlandırma fırsatını bir kez daha kaçırmıştır. Bu tür kararlardan münferit olarak etkilenenlerin dramları bir yana, bunların geniş kapsamlı toplumsal neticeleri çok daha önemlidir. Çünkü kararlarla kamuoyuna başörtülü Müslüman kadınların çalışmaya hakları olmadığı mesajı verilmektedir.” Aynur Handan Yazıcı

RkJQdWJsaXNoZXIy MTIzMw==