Camia 217

13 28 Ekim 2022 DÜNYA Hindistan’da Müslümanlar Polis Şiddetinden Kurtulamıyor Çin, Doğu Türkistan’da Seyahat Yasağı Uyguluyor Hindistan’ın Gujarat eyaletinde Müslüman gençlerin “Hindu töreninde taş attıkları” iddiasıyla polis tarafından direğe bağlanarak darp edildikleri işkence görüntüleri sosyal medyada büyük tepki topladı. Hindistan’daki Müslümanlar, radikal linç grupları ve politik ayrımcılığın yanı sıra sistematik polis şiddetine de maruz bırakılıyor. Müslümanların uğradığı saldırıların faillerinin cezalandırılmaması, Müslüman karşıtı propaganda yapan siyasilerin terfi alması, gizli ve açık alanlarda polisin uyguladığı şiddetin yaptırımının olmaması tepkilere yol açıyor. Hindistan’da İngilizce yayın yapan The Milli Gazette’nin Genel Yayın Yönetmeni Dr. Zafarul Islam Khan, 4 Ekim’de polisin, radikal Hindu kalabalığın sloganları eşliğinde Hindu geçit törenine taş attığı iddia edilen Müslüman gençlere işkence yaptığı görüntüleri değerlendirdi. Khan, ülkede Müslümanlara yönelik polis şiddeti, linçler ve ev yıkımlarının Hindistan Halk Partisi (BJP) hükûmetinde gündelik olaylar hâline geldiğini belirterek, Narendra Modi’nin başbakanlığa seçildiği günden beri Müslümanlara radikal Hindu gruplar tarafından 700’den fazla linç vakası gerçekleştirildiğini, polisin ise bu konuda harekete geçmediğini söyledi. “MÜSLÜMANLAR HER AN TEHDİT ALTINDA” Radikal Hindu gruplara bu faaliyetleri nedeniyle hiçbir yaptırımın uygulanmadığını kaydeden Khan, “Görüntülerdekilerse sıradan insanlar değil, sivil giyimli polisler yani saldırılar polis tarafından da yapılıyor. Sadece Hindu törenine taş attıkları iddia edildiği için Müslüman gençler bu işkenceye maruz kaldı.” dedi. Khan, Müslümanların artık günlük yaşamlarının her anında tehdit altında olduklarına dikkati çekerek, “Sıradan insanlar Müslümanlara saldırıyor. Polisler kamuya açık alanlarda, karakollarda ve hapishanede Müslümanlara saldırıyor. Siyasiler, Müslüman karşıtı sloganlar atıyor ve linç gruplarını teşvik ediyor. Bu saldırılar artık gündelik olaylar hâline geldi. Polislerin direğe bağlayıp sopayla işkence ettiği Müslüman gençler, Hindu törenine taş atmakla itham edildikleri için bu işkenceye maruz kaldı ama onların taş atıp atmadıklarına dair bir soruşturma bile yapılmadı. Sadece böyle bir iddia var diye bu işkence yapıldı.” ifadelerini kullandı. “MÜSLÜMANLARA ÖLÜM” ÇAĞRISI YAPAN EYALET BAKANI, BAKAN OLDU Müslümanlara yönelik saldırıların faillerinin, neredeyse hiç karşılık görmediğinin altını çizen Khan, bu yüzden linç gruplarına katılımların büyüdüğünü ve hem polis şiddetinin hem de radikal Hindu grupların linçlerinin her geçen gün arttığını ifade etti. Khan, sözlerine şöyle devam etti: “Şubat 2020’de eski eyalet bakanlarından Anurag Thakur, seçim çalışmaları sırasında Müslümanları kastederek ‘Şerefsizleri öldürün” şeklinde kalabalığın önünde slogan attı. Ona bununla ilgili hiçbir yaptırım uygulanmadığı gibi eyalet bakanı iken ulusal kabinede bakan oldu. Polisler de Müslümanlara yönelik saldırılarında yaptırım değil, teşvik ve terfi alıyor. Hükûmet, bunu açıktan söylemese de onların politikası aslında bu. Hindu milliyetçisi hükûmetimizin politikaları ‘Hindular üst sınıf, Müslümanlarsa ikinci sınıf vatandaşlar hâline getirilmeli’ şeklinde özetlenebilir.” “MÜSLÜMANLARIN ÇOK BASİT GEREKÇELERLE EVLERİ YIKTIRILIYOR” Müslümanların sadece fiziki şiddete maruz kalmadığını, bunun yanı sıra çok basit gerekçelerle evlerinin yıkıldığını anlatan Khan, “Bir Müslüman Hindu ile münakaşa etse o Hindu gidip yanında polis ve buldozerle gelip Müslüman’ın evini yıktırabilir. Daha dün yine bir Müslüman’ın evi bu gerekçe ile yıkıldı. Müslümanlar, mağdur olduklarında bir şekilde meseleyi yargıya taşımayı başarsalar bile suçlular ya hiç ceza almıyor ya da bir iki hafta hapiste kalıp çıkıyor.” diye konuştu. Khan, aşırıcı Hindulara suç işleme özgürlüğünün verildiğini, Müslümanların ise ifade özgürlüklerinin ellerinden alındığını belirterek, “Müslümanlar dışarı çıkmamalılar, gösteri veya protesto organize etmemeliler. BJP hükûmetinde onlar ‘ikinci sınıf vatandaş’ olduklarından sessiz durup zincirlerine bağlı kalmalılar.” değerlendirmesinde bulundu. ULUSLARARASI AF ÖRGÜTÜ POLİSİN İŞKENCESİNİ KINADI Hindistan’ın Gujarat eyaletinde sivil giyimli polisler, 4 Ekim’de bir meydanda Müslüman erkekleri direğe bağlayıp sopalarla darp etti. Sosyal medyada tepki çeken videoda aralarında üst düzey yetkililerin de bulunduğu emniyet güçlerine bağlı güvenlik personelinin direğe bağladığı 9 Müslüman erkeği halka açık şekilde dövdüğü görülüyor. Görüntülerde Müslümanların sopalarla darp edilmesini seyreden Hinduların, tezahüratta bulunmaları ve milliyetçi sloganlar atması dikkati çekiyor. Sosyal medyadan olaya tepki gösterenlerin arasında Uluslararası Af Örgütü ve Hindistan Parlamentosu Milletvekili Asaduddin Owaisi de yer aldı. Uluslararası Af Örgütünün olaydan bir gün sonra Twitter’dan yaptığı açıklamada, “Gujarat polisinin, bir direğe bağlanan Müslüman erkekleri dövmek için sopa gibi araçlar kullanması ciddi insan hakları ihlalidir ve hukukun üstünlüğüne olan saygısızlığı gösterir. Gujarat polisine daha az öldürücü silahlar kullanılsa da ceza vermenin asla kolluk kuvveti eylemi olmadığını hatırlatıyoruz. Bu olayda polis yasallık, gereklilik, orantılılık ve hesap verebilirlik gibi yol gösterici ilkeleri açıkça görmezden geldi.” ifadelerine yer verildi. Hindistan Parlamentosunun alt meclisi Lok Sabha’da Haydarabad seçim bölgesini 4 dönemdir temsil eden Müslüman Parlamenter Asaduddin Owaisi’de Twitter’dan yaptığı paylaşımda, “Kitlesel radikalleşmenin her gün daha fazla örneği gerçekleşiyor. Polislerin işkenceleri ve mafya şiddeti yaygınlaştı. Müslümanlara yönelik hedefli şiddete ‘adalet’ muamelesi yapılıyor.” değerlendirmesinde bulundu. Çin yönetiminin Doğu Türkistan’da seyahat yasağı başlattığı bildirildi. Çin yönetimi, yasağa gerekçe olarak Kovid-19 vakalarındaki artışı gösterdi. Ancak, bölgedeki gözlemciler, yasağın ağustos ayında başlayan ve hâlen devam eden Kovid-19 önlemleri esnasında çok sayıda Uygur’un ölmesinin örtülmesi olduğunu öne sürdü. Daha geçtiğimiz hafta, Kovid-19 önlemleri dolayısıyla gıda sıkıntısının yaşandığı Gulca kentinde, protesto yapan 600 Uygur gözaltına alınmıştı. UYGURCA SAĞLIK HİZMETİ SUNULMUYOR Bu arada Doğu Türkistan’daki seyahat yasağının bir diğer sebebinin ise, acil sağlık hizmetlerinde Uygurca konuşan personelin bulunmayışı olduğu bildirildi. Bölgedeki gıda yetersizliği sebebiyle oluşan hastalıklar ve yetersiz sağlık personeli sebebiyle ölümlerin de meydana geldiği Gulca bölgesinde yaklaşık yarım milyon Uygur, ağustos ayından beri karantinada bulunuyor. UYGURLARIN İNSANİ DURUMUNUN GÖRÜŞÜLME TEKLİFİ BM’DE REDDEDİLDİ Öte yandan Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyinin, Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki insani durumun değerlendirilmesi için özel toplantı yapılması talebi, yapılan oylamada reddedildi. Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyinin, Çin’in Uygurlara uyguladığı asimilasyon politikasının insani sonuçlarının araştırılması yönündeki önerisi reddedildi. Tasarı, 17 kabul oyuna karşı 19 ret ve 11 çekimser oyla reddedildi. Aralarında; Bolivya, Küba, Gabon, Endonezya, Kazakistan, Pakistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri ve Özbekistan’ın bulunduğu ülkeler ret oyu verirken aralarında; Almanya, Fransa, Çekya, Finlandiya, Polonya, Güney Kore, ABD ve İngiltere’nin olduğu ülkeler tasarının lehinde oy kullandı. Oylamada hayır oyu kullanan Endonezya, Uygurlara uygulanan Çin politikasının diğer devletler tarafından siyasallaştırılmaması uyarısında bulundu. Tasarının reddedilmesi Uygurlarla, insan hakları kuruluşları tarafından eleştiriye uğradı. Çin, Doğu Türkistan’da seyahat yasağı uygulamaya başladı. Gulca bölgesinde yarım milyon Uygur ağustos ayından beri Kovid-19 karantinası altında bulunurken, açlık ve yetersiz sağlık hizmeti sebebiyle çok sayıda Uygur’un öldüğü bildirildi.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTIzMw==