Camia 217

20 28 Ekim 2022 GENÇLİK Genç Hayvansever Türkiye’deki Sokak Hayvanları İçin Dernek Kurdu Almanya’nın Hessen eyaletinde yaşayan Beyza İşlek, sokak hayvanlarını koruma derneği kurarak, Türkiye’deki sokak hayvanlarına destek olmayı amaçlıyor. FATMA YILKIN Beyza, kısaca kendini tanıtabilir misin? Adım Beyza İşlek. Frankfurt Goethe Üniversitesi’nde sosyoloji ve pedagoji okuyorum. Yanı sıra okulda sorun yaşayan ya da zihinsel engelli olan çocuklara okul hayatlarında yardım ediyorum (Alm. Teilhabeassistenz). Fahri görevime Hessen eyaletindeki Groß-Gerau Şubesinde Kurumsal İletişim Birimi ile başladım. Şu anda ise Hilal Kursu’nda abla olarak görevimi sürdürmekteyim. Dernek kurma fikrinden bahseder misin? Nasıl karar verdin? Uzun zamandır ailemle birlikte, sosyal medya (@sokaktakimeleklerim) üzerinden tanıştığım, İstanbul’da yaşayan hayvansever bir kardeşimize yardım ediyoruz. Kendisi İstanbul’un Maltepe semtinde yaşıyor ve sokaktaki hayvanlara yardım ediyor. Günde iki defa mahalledeki kedi ve köpekleri besliyor, hasta olanları veterinere götürüyor ve sokakta yaşamını sürdüremeyen hayvanları sahiplendiriyor. Hayvanların mama ve veteriner ihtiyaçlarını karşılamak için sosyal medyadaki takipçilerinden destek alıyor. Ailem ile tatilde Maltepe’ye, hayvansever kardeşimizin yanına gittik. Hizmetlerine şahitlik ettik. Ziyaretimiz esnasında şunu anladık: Yalnız başına hiçbir şey olmuyor. O kadar çok bakıma muhtaç hayvanı sokaklarda görünce, bu işin birkaç hayvanseverin altından kalkabileceği bir iş olmadığına kanaat getirdik. Daha çok yardım edilmesi gerekiyordu. Dernek kurma fikri bu şekilde gelişti. Amacım özellikle Müslüman gençleri daha duyarlı hâle getirmekti. Dernek kurma fikri babamdan geldi. Ardından hemen araştırmalara başladım. Almanya’da dernek kurmak için neler gerektiğini araştırdım ve 2021 yılında derneğimizi kurduk. Tecrübelerinden birkaç örnek verebilir misin? Örneğin İstanbul’da hayvanları beslerken bize sözlü saldırıda bulunanlar oldu. Hatta hayvanları beslediğimiz için bulunduğumuz yerden kovanlar bile oldu. Sokak hayvanlarına yardım arayışımızda birçok Müslüman’ın hayvanlara karşı duyarsız olduklarına üzülerek şahit olduk. Aslına bakarsanız Müslümanlar bu konuda en duyarlı kesim olması gerekirken tam aksi olmuş gibi hissettik. Maalesef sokak hayvanları her gün açlığa, türlü hastalıklara ve şiddete maruz kalırken onları koruyan çok az insan vardı ve artık bunun değişmesi gerektiğini düşündüm. Bu yolda kimler sana destek oldu? En büyük destekçilerim tabi ki ailem, annem, babam ablam. Babamın fikri, annemin böyle bir hayalinin oluşu ve ablamın her konuda koşulsuz yardımı olunca işlerim kolaylaştı. Fakat bir dernek kurmak için en az yedi üye (Alm.: Gründungsmitglieder) şartı vardı. Bu konuyu cami ve bölgemizdeki arkadaşlarımla paylaştım. Sonunda 10 kişilik bir grup ile ilk derken toplantımızı gerçekleştirdik. Bölgemizdeki Kadınlar Gençlik Teşkilatı ile henüz ortak bir çalışma yapmadık ama inşallah ilerideki projeler kapsamında ortak bir çalışma yapabiliriz. Peki, projeler demişken, ileriye yönelik hedeflerin neler? İstanbul’da yaşayan hayvan hakları aktivistleriyle temaslarımızı yoğunlaştırmak istiyorum. Ayrıca yine İstanbul’daki hayvanları koruma derneği bünyesinde bir çatı kuruluşun kurulmasına yardımcı olmayı hedefliyorum. Bunların yanı sıra kediler ve köpeklerin kalabileceği geçici barınma tesislerinin inşası ve hayvan dostu yemlerin satın alınabilmesi için fon toplamayı ve sağlamayı amaçlıyorum. En önem verdiğim hedeflerden biri de derneğimi kediler ve köpekler için kısırlaştırma, aşılama, solucandan arındırma, terapi ve ameliyat durumu için de yine maddi destek sağlayabilecek duruma getirmek. Şu an için bahsettiklerim mevcut maddi kaynaklar çerçevesinde kademeli olarak yapılmakta. Beyza, derneği kurarken zorluklar ile karşılaştın mı? Bunlardan bahseder misin? Tek bir zorluk varsa o da maalesef Müslüman kardeşlerimizin hayvanlar konusundaki duyarsızlığı diyebilirim. Derneğimizi çevremizde veya camilerimizde anlattığımızda çoğu zaman “Yardıma ihtiyacı olan insanlar var iken neden hayvanlar?”, diyenler bile oluyor. Bu muamele bizleri fazlasıyla üzüyor. İlerlediğin bu güzel yolda çiçeği burnunda derneğin hakkında neler söylemek istersin? Öncelikli hedefim her hayvanın sevgi, saygı ve şefkatle karşılandığı ve muamele gördüğü bir “çiftlik” inşa etmek. Hasta olan hayvan dostlarımıza özel dikkat ve özen gösterilmeli ve diğer tüm hayvanlar için yeterli özgürlük sağlanmalıdır. Köpek ve kedilerin yanı sıra eşekler, atlar, katırlar, inekler ve daha birçok hayvan da çiftlikte olmalı. Çiftlikte huzurlu ve sağlıklı bir yaşam sürdürebilmeleri için de elimizden geleni yapmak istiyoruz. Hayvansever ve bilinçli nesil dediğimizde ne demek istiyoruz? Sokak hayvanlarının durumu Türkiye’deki birçok vatandaş için çok normal. O kadar normal ki birçok insan hayvanları artık görmüyor. Sokak hayvanlarının artmasıyla birlikte insanlar kendilerini daha güvensiz ve tehlikede hissediyor olabilir. Bir köpek saldırısı olduğunda özellikle durum kötüleşir ve medyada manşet olur. Böylece hayvanlara karşı nefret artar ve bu nefret, hayvanlarla hiç sorunu olmayan insanlar arasında da yayılabilir. Bu, bir sonraki neslin hayvanlara karşı hoşgörüsüz ve bazen nefret dolu bir duyguyla büyüyeceği anlamına da gelebilir. Ancak hayvansever ve dikkatli bir tavırla bu değişebilir. Eğitim çalışmaları ile hayvanları tabiatına uygun bir şekilde yetiştirilebilen (köpek eğitimi, rehabilitasyon vb.) güvenli bir varlık olduğunu gösterebiliriz. Ayrıca belediyeler ve okullarla yakın çalışmak istiyoruz. Neden Almanya’da bir barınağa yardım etmiyorsun da özellikle Türkiye’deki hayvanlara yardım ediyorsun? Almanya’da hayvan barınakları devlet tarafından desteklenmediği hâlde çoğu barınaklar gelen bağışlar ile sağlam bir şekilde ayaktalar ve hayvanların sağılığına odaklanabiliyorlar. Türkiye’de bu durum biraz farklı. Sokak hayvanları belediyeler tarafında yeterince kısırlaştırılmadığı için günden günde hayvanlar çoğalıyorlar. Aynı zamanda hasta olan ve travma yaşayan hayvanlar için hayati önem taşıyan rehabilitasyon merkezlerinin yeterince olmaması durumu daha da zorlaştırıyor. Özellikle şiddete maruz kalan hayvan dostlarımızın rehabilitasyon dediğimiz tekrardan sosyalleşme eğitimine çok ihtiyaçları var. Travma yaşayan bir köpek toplum için çok daha tehlikeli olabilir. Çünkü insanlara karşı korkusu, agresif bir davranışa neden olabilir. Bu nedenle Türkiye’de ve bilhassa İstanbul’da bu durumu ele almaya karar verdik. Amacımız sadece hayvanları kısırlaştırmak, onlara mama vermek ve veterinere götürmek değil. Yanı sıra rehabilitasyonun ve hayvan sevgisinin önemini vurgulamak için gayret edeceğiz. Bu işi Almanya’da da yapmak istiyor musun ileride? Bununla alakalı planın nedir? Elbette derneğimiz için tüm canlılar önemli. Sadece Türkiye’dekiler değil. Türkiye’ye odaklanmamız buradaki hayvanlara yardım etmiyoruz anlamına gelmez. Lakin şu an bunun gibi bir yardımın, Türkiye’de büyük bir ihtiyaç olduğunu görüyoruz. Bu sebepten dolayı ileriye yönelik planlarımız sadece Türkiye için.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTIzMw==